ÇAYDAN FAZLASI, GERÇEK BİR ŞİFACI ADAÇAYI
Adını duyduğunuzda aklınıza sadece çay mı geliyor? Peki çayını düşününce pek de iştahınız kabarmıyor mu? O zaman bu yazı sizin için!
Adaçayı yemeklere sıcaklık hissi veren bir bitki. Kabul etmek gerekiyor ki keskin tadıyla gerçek bir başrol oyuncusu! Aynı zamanda narenciye ve çam kokularını birleştiren topraksı bir tada sahip. Burnunuzda karışık kokular, damağınızda garip bir his oluştu mu? O zaman hadi devam edelim! Açıkçası ben taze adaçayını her zaman tercih ederim. Kuru adaçayından daha canlı ve daha az acıdır. Ancak biliyorum ki, tıpkı tadı gibi görüntüsünde de bir önyargı var; aklınıza doğrudan kuru adaçayı geldiğine eminim! Haklısınız çünkü dünyada da çoğu şef kurutulmuşunu tercih ediyor. Kuru mu yoksa taze mi diye düşünmeden önce en başa, adaçayının bir çaydan fazlası oluşuna dönelim.
Adaçayı bir şifa pınarı. Belki çay olarak faydalanmak bir yana, onu yemeklerinizin bir parçası haline getirerek mutfağınıza ilham veren tariflere yenilerini ekleyebilirsiniz. Kulağa marjinal bir fikir gibi mi geliyor? Aslında değil, çünkü adaçayı nane ailesinin bir üyesi. Güçlü aroması bize çok uzak değil. Öyle ki mide ve bağırsaklarda gaz giderici, kramp çözücü, mide salgısını düzenleyici olarak şifası yüzyıllardır biliniyor. Ancak fazla tüketimi tansiyonu yükseltebilir ve buna bağlı rahatsızlıklara sebep olabilir.
Eski bir Kızılderili sözü aslında ne demek istediğimi çok iyi anlatıyor: “Bahçesinde adaçayı olan bir adam neden ölsün?” Latince salvere (kurtulmak, iyileşmek) fiilinden gelmesi elbette rastlantı olmamalı. Kızılderililer için adaçayı ruhu da temizleyen, arındırıcı bir bitkiydi. Bitkinin farklı türleri için özel isimleri vardı: Sister Sage (Geniş yapraklı bilge) ve Grandmother Sage (Ruh çağıran). Yani adaçayı sağlık ve uzun ömür demekti.
Romalıların da adaçayı ritüelleri vardı. Adaçayını toplamadan önce tören yapıyorlardı. Toplama sırasında demir hiçbir alet kullanılmıyordu. Bitkileri toplamakla görevlendirilen kişinin yaptığı iş kadar nasıl yaptığı da önemliydi: tertemiz olmalıydı, yalınayak olmalı ve saf bir tunik giymeliydi.
Hadi biraz da lezzete dönelim. Adaçayı kimilerine fazla sert gelen bir aroma olabilir; bu durum alışkanlık meselesi. Halbuki kullandıkça yokluğunu fark ettirecek bir lezzete sahip. Kümes hayvanları, kırmızı et, yumurta ve patatesli yemeklerde kullanabileceğiniz gibi tek bir yaprağıyla tatlılara da müthiş bir ferahlık verdiğini fark ederseniz, mutfağın sabit malzemesi yapabilirsiniz. Taze adaçayı ile yemek pişirmek için yaprakları saplarından ayırın, soğuk suyla durulayın ve iyice kurulayın. Tarif talimatlarına göre kullanın; genellikle adaçayı yaprakları kıyılarak kullanılır.
NASIL SAKLANIR?
- 1 haftaya kadar : Taze adaçayı yapraklarını kağıt havluya sarıp plastik bir torbaya koyarak buzdolabında saklayın.
- 3 haftaya kadar : Zeytinyağıyla kaplanmış taze yapraklar buzdolabında yaklaşık üç hafta dayanır.
Taze adaçayını soğutmak istemiyorsanız, yaprakları dondurabilirsiniz. Bunun için yıkayıp kurulayın, saplarından ayırın ve bir yıla kadar dondurucu poşetlere gevşek şekilde koyun. Dondurmak bitkinin aromasını yoğunlaştırır. Bu nedenle pişirme sırasında miktarı buna göre ayarlayın.
Kurutulmuş adaçayı hepimizin bildiği gibi çay olabilir. Ancak tuz, sos veya yemeklere de eklenebilir. Adaçayını kuru kullanmak çoğu aşçı tarafından tercih edilen bir yöntemdir.
Adaçayı yaprakları bütün olarak kurutulur ve yemeğe ovalayıp parçalayarak eklenir. Karabiber gibi öğütmek de mümkündür. Ovulmuş adaçayı hafif, kadifemsi bir dokuya sahipken, öğütülmüş adaçayı daha incedir. Tüm kuru otlarda olduğu gibi, kapalı kaplarda güneş ışığından uzak, serin ve kuru bir yerde saklayın. Izgaralar, kızarmış patates, salatalar ve kavrulmuş sebzeler hatta mantıya bile adaçayı tuzu yapabilirsiniz.
Adaçayını saklamanın bir yolu da sirke, yağ veya bal içine koyarak sıvıyı aromalandırmaktır. Bu yağı hamur işlerinde kullanabilirsiniz. Adaçayını bal içinde bekletirseniz kek ve soslar için lezzetli bir şurup elde edersiniz. Sos ve turşular için adaçayı sirkesi, pancake ve krepler için adaçayı şurubu, salatalar veya mezeler için de adaçayı yağı damakta hoş etkiler bırakacaktır.
BESİN DEĞERİ
Bu bitkinin sadece kendine özgü bir tadı değil, aynı zamanda birçok besinsel faydası vardır. “Şifa” kelimesi ona çok yakışıyor. Ancak biraz da bilimsel konuşmak gerekirse adaçayı K vitamini açısından zengindir ve iyi bir A vitamini, lif, kalsiyum, demir, folat, magnezyum ve manganez kaynağıdır. Ayrıca B, C ve E vitaminleri, bakır ve tiamin içerir. Adaçayı, beyin fonksiyonunu ve hafızayı iyileştirdiği gösterilen antioksidanlarla da yüklüdür.
Yorum yapmak için giriş yapmanız gerekiyor.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!