Siz hiç çiçek açan bir incir ağacı gördünüz mü? Çoğunuz belki hayır diyecek ve bugüne kadar incir ağacının çiçek dönemini nasıl kaçırdığını düşünecek. Hiç düşünmeyin. incirin kendisi bir çiçektir. Evet aslında o bir meyve değil, çiçek kümesi. Yerken minik lezzetli patlamalar yapan o taneler ise tohumlar›. Her biri ayrı bir çiçekten gelişen küçük tohumlar. İlginç yapısı, rengi ve dokusu ile incirin kesiti, bir çiçek bahçesinin kesitine benzer. Ve bu da onu fotoğraf sanatçıları ve ressamların dünyasına konuk eder.

İncir (Ficus carica), botanikte “syconium” denen özel bir yapıdır. Aslında bizim meyve sandığımız şey, tam olarak ters dönmüş bir çiçek topluluğudur. Dıştan kabuk görünür, içte ise binlerce minik çiçek vardır.

Çeşidine göre iç renk krem, altın sarısı, pembe, kırmızı ya da koyu mor olabilir. Bu renk geçişleri pigment (antosiyanin, karotenoid) yoğunluğuna bağlı olarak değişebilir.

İncirin iç kısmında yüksek oranda doğal şeker, pektin ve aromatik bileşen vardır. Bu, hem yapısına hem de çekimlerdeki parlak ve ıslak görünüme katkı sağlar. Sap kısmında “incir sütü” diye bilinen lateks salgısı - olgun incirde azalır - kesildiğinde dışarı akmaya başlar.

Pektin ve lifli yapı sayesinde yumuşak, jelimsi ve aynı zamanda gevrek çekirdek hissi bir aradadır. Fotoğrafta bu kontrast (jelimsi yüzey + minik taneler) hem makro çekimde hem de tabak styling’inde çok etkileyicidir.

Tüm bunlar onun geçmişten günümüze, tarihin tozlu sayfalarından bugünün ileri teknolojisine uzanan yolculukta, incir özel bir konumda durur. Kadim kültürlerde bereketin, bilgeliğin ve doğanın sırlarının simgesi olan bu meyve, bugün yapay zekânın bile “meyve ve sanat” denildiğinde başvurduğu ilk örneklerden biridir. Mitolojideki yerinden tabak tasarımına, fotoğraf sanatındaki eşsiz desenlerine kadar incir, zamanın ruhunu ve doğanın tasarımını bir araya getirir.

Marianne North 

"Hindular Tarafından Kutsal Kabul Edilen İncir Ağacının Yaprakları ve Meyveleri "

XIX. yüzyılda yaşayan bir kadın olarak, gezgin, kaşif; zamanının zorluklarına karşı hayallerini gerçekleştiren botanikçi ve bitki ressamı Marianne North’t günümüz doğabilmine olağanüstü katkı sağlayan çizimleri bulunmaktadır.

Tabiatı resmetmeyi yaşamının merkezine alan ve ABD, Brezilya, Japonya, Singapur, Sarawak, Cava Adası, Sri Lanka, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Seyşel Adaları ve Şili’ye seyahat ederek yüzlerce bitkiyi resmetmiştir. 

North'un çizdiği bitkilerin bazıları ilk defa onun tarafından bulunmuş ve bu bitkilere onun adı verilmiştir. İngiltere’de Royal Botanic Gardens of Kew’deki meşhur galerisi bulunmaktadır.

About California Fig Syrup

İncir şurubu, 1879 yılında Richard E. Queen tarafından icat edilmiş. O tarihlerde müshil olarak kullanılmak üzere özel olarak üretilmiş. İçeriğinde müshil özellikleriyle bilinen incir ve kurutulmuş sinameki baklalarının yanı sıra su, şeker ve limon bulunuyor. Günümüzde ticari olarak saf incir şurubu ise tatlandırıcı olarak kullanılıyor ve evde de kolayca yapılabiliyor.

Venedik Palazzo Ducale Sütun başlığı 

Günah, seks ve sansürle eşanlamlı hale gelen incir yaprağı sanat tarihinde çıplaklığın tabu olarak kabul edilmesiyle simge haline gelmiş, tarihin en önemli sanat sansür eylemlerinden biri olan "İncir Yaprağı Kampanyası" olarak anılmaktadır.

Michelangelo'nun ünlü heykeli Davut'un (1501-1504) aynı adı taşıyan İncil kahramanı kaslı ve çıplak bir tasviridir.

Elbette incir yaprağının sanat tarihindeki rolü Michelangelo ile başlamaz. Bitkinin kültürel önemi Adem ve Havva öyküsüne kadar uzanır. İncir yaprağıyla “örtünme” fikrinin kaynağı, Tevrat ve İncil’deki anlatıda vardır. Cennet bahçesinde yasak meyveyi yedikten sonra “incir yapraklarını birleştirerek kendilerine önlük yaparlar”. Dolayısıyla Batı ikonografisinde “ilk örtünme” incir yaprağıyla başlar.

Antik Yunan ve Roma’da çıplak heykeller doğal karşılanırdı. Ama Hristiyanlığın etkisiyle Ortaçağ ve sonrasında çıplaklık “ahlaki sorun” olarak görülmeye başlandı. Papa’nın talimatıyla 16. yüzyılda Vatikan’daki Michelangelo’nun “Son Yargı” freski gibi eserlerde cinsel bölgeler ya boyanmış ya da incir yaprağı gibi eklemelerle kapatılmıştır. Bu yüzden İngilizce’de hala “fig leaf” (incir yaprağı) kelimesi hem gerçek hem mecaz “örtbas” anlamında kullanılır. Günümüzde Batı dillerinde bu kavram artık metafor olarak da kullanılıyor: “üzeri incir yaprağıyla örtülmüş” bir şey, aslında saklanmak istenen, rahatsız edici bir gerçeği de ifade ediyor.

Geniş yaprağı, estetik görüntüsü sebebiyle örtünmeye uygun incir yaprağı böylelikle ahlakın sembolü haline gelerek sanatsal yapıtlara taşınmıştır. Ayrıca katedral, kiliselerde de bu sebeple onu bolca görüyoruz. Bir sebep de, Akdeniz coğrafyasında yaygın bir ağaç olması, sanatçılar tarafından tanınan bir ağaç olarak sembolleşmesi de doğal bir süreç olmuş olabilir.

Luis Meléndez - İncir ve Ekmekli Natürmort 

18. yüzyıl İspanya'sının en büyük natürmort ve tüm Avrupa'da en büyük ressamlarından biri olarak kabul edilir. Tarihte birçok ressam ve heykeltraşa ilham olan incir meyvesi, Meléndez'in İncir ve Ekmekli Natürmort'u, ustanın eserlerine özgü birçok unsur içerir. 

Sarah Turner

Günümüz sanatçalırından Turner, çağdaş bir sanatçı ve moda tasarımcısı. Canlı renk kombinasyonları ve ilgi çekici kompozisyonlarla çalışmayı sevdiğini söyleyen Sarah Turner pek çok meslektaşı gibi incire tualinde ve tasarımlarında bolca yer vermekte.